Riverside [Turkish translation]
Riverside [Turkish translation]
kayıklarımız nehir aşağı sürüklerken bizi;
her birimizin yalnız kalacağı,
ve artık doğan güneşi göremeyeceği yere,
bunu bile bile nehir boyunca koşturuyoruz.
nehrin kenarında eğilip, onu bitirene kadar içtiğinde,
dibindeki taşlara bir bak!
nasıl? bakışlarından anladığım kadarıyla,
daha evvel nehir kenarına hiç gelmemiş gibisin.
sonra kendini suya bırak, nehir yatağı boyunca
sana seslenecekler:
"akıntıya karşı yüzme, kendini bırak" diyecekler;
nehir aşağı, hergün...
ah, allah'ım!
halbuki nehrin dibinde herşey paramparça, görüyorum.
bunu göre göre, niye hâlâ nehir aşağı gidiyorum,
bilmiyorum.
şu yaşlı nehir gözlerinin önünde akıp giderken,
kenarlarındaki çerçöpü temizleye temizleye;
suya yeterince yaklaşırsan,
nehir gözlerin olur, kulakların olur.
nihayet gözlerimle çizdiğim sınıra yürüyorum,
suya bir taş gibi düşmek için
ve iliklerime kadar donmak...
aklımda o soru: buraya ne ara yapayalnız geldim?
- Artist:Agnes Obel
- Album:Philharmonics