The Pot [Turkish translation]
The Pot [Turkish translation]
sen kim olduğunu sanıyorsun da bana parmağını sallıyorsun?
kafayı sıyırmış olmalısın.
çamurlu sularda kalmış bir göz çukurusun
pratikte ölülere kadar ulaştın
beşikleri aklamak için mezarları soy
sonra git kanıtları yok et
sabun kutusu, kartlardan ve camdan yapılma bir ev
etrafına taslar fırlatamazsın
kafan iyi olmalı
kafan iyi olmalı
kafan iyi senin...
ağzında bir ayak ve kafan kıçının içinde
sen ne diyorsun ulan?
bunun etrafında dans etmek zor hakikaten
ta ki sen bunu anlayana dek, seni oğlan.
çal, çırp, ödünç al, duruma bak
gölgeli çıkarsamalarını koru
kanguru jürisi masum olanları asadursun
seçilmiş indigoların gölgesine ağlıyorsun sen
benim siyah çaydanlığımın arkasına işerken sen
gözüne limon suyu kaçıracaksın
kafan iyi olmalı senin
kafan iyi olmalı senin
sen kim oluyorsun da bana parmağını sallıyorsun?
ve kendinle dolusun (öyle eminsin ki kendinden)
çamurlu sulara batmış gözler
siktiğimin riyakarı
yalancı, avukat
al sana ayna, göster bana farkın nerede?
kanguru suçluyu masumlarla aştı
simdi sen seçilmiş indigoların gölgesine ağlıyorsun
gözüne limon suyu kaçırıyorsun
benim siyah çaydanlığımın arkasına işerken
kafayı yemişsin...
öyleyse sen kim oluyorsun da parmağını sallıyorsun?
kimsin ki sen bana doğru o dolgun parmaklarını sallıyorsun?
sen hakikaten kafayı yemiş olmalısın
indigolarin gölgesine ağlıyorsun
gözyaşı, kan döküyorsun sebepsizce
indigolarin gölgesine ağliyorsun
yalancı, avukat, al senin için bir ayna. fark nerede?
kanguru karar verdi, o hükümet kadar suçlu
simdi sen seçilmiş indigoların gölgesine ağlıyorsun
gözüne limon suyu kaçsın senin
benim siyah çaydanlığımın arkasına işerken sen
kafayı yemiş olmalısın
çamurlu suların içindeki gözler
çamurlu suların içindeki gözler
ganja! lütfen
sen kafayı hakikaten yemiş olmalısın
- Artist:Tool
- Album:10,000 Days (2006)