Ceviz Ağacı İle Topal Yunus'un Hikayesi lyrics

Songs   2024-07-07 09:42:08

Ceviz Ağacı İle Topal Yunus'un Hikayesi lyrics

Burda bir dostumuz var :

Çerkeş'in

Kavak köyünden.

Büyük kitaplar gibi

içinde bir şeyler saklı.

Akıllı adamlara

ajans haberlerine

ve bilmeceye meraklı.

Adı : Yunus.

Ateşimizi yakıp

suyumuzu veriyor.

Ağaçlardan

ve günlerden konuşuyoruz.

Herhal ilerdedir

yaşanacak günlerin

en güzelleri.

Şimdilik

sohbetimizde kederi :

kesilip

satılmış

bir ceviz ağacının...

Onu tanıyoruz :

avlunun içinde

kapının solundaydı.

Ve altı yaşında

dalından düştü Yunus,

topallığı ondandır.

Öküzler topalları sever,

çünkü topallar ağır yürürler.

Öküzler topalları sever,

ceviz ağaçları sevmez topalları :

çünkü topallar sıçrayamazlar yemişlere,

çünkü üzerlerine çıkıp

silkeleyemezler dalları.

Ceviz ağaçları sevmez topalları...

Bir acayiptir muhabbet bahsi :

mutlaka kendini dereye atmaz

sevilmeyenlerin hepsi.

İnsanların hünerleri çoktur :

insanlar

sevilmeden de sevmesini bilirler...

Bir acayiptir muhabbet bahsi,

bir acayiptir

ceviz ağacı ile

topal Yunus'un hikâyesi...

..... Cevizlerini Eylülde döker,

yaprakları yeşil dururdu Kasıma kadar.

Ve Çerkeş yolu üzerinden

sabah namazı ışıyıp geldiği zaman,

kadınlardan önce uyanırdı dalları.

Altından geçerken düşünürdü Yunus...

..... Düşünmek :

ne mukaddes bir iş

ne felâket

ne de bahtiyarlıktı,

ve ölüm :

mutlaka varılıp dönülmeyen,

fakat üzerinde düşünülmeyen

bir köydü Yunus için...

..... Cevizlerini Eylülde döker,

yaprakları yeşil dururdu Kasıma kadar.

Güneşte gölgesi hain olurdu,

rüzgârda konuşurdu kendi kendine,

dalları yukardan Yunus'a bakar...

..... Gündüzleri yıldızların niye söndüğünü,

dünyanın yuvarlak olduğunu

ve güneşin etrafında döndüğünü

bilmiyordu Yunus.

Bunları biz anlattık ona

şaşıp kalmadı...

..... Cevizlerini Eylülde döker,

yaprakları yeşil dururdu Kasıma kadar.

Yüksekti, genişti alabildiğine.

Üç kişi el ele versen

kütüğünü çeviremezdin.

Gece altında oturdun muydu

yıldızları göremezdin.

Her gece altında otururdu Yunus...

..... Çinli müslümanlara,

burunları tek boynuzlu gergedanlara,

ve bir damla suda bir milyon mikroba dair

fikri yoktu Yunus'un.

Bunları bizden öğrendiği gün

hayret etmedi...

..... Cevizlerini Eylülde döker,

yaprakları yeşil dururdu Kasıma kadar.

Toprağın içinde gider kökleri,

karanlık bir sudur tepende akar.

Her akşam altından geçerdi Yunus...

..... Bir gün ateşimizi yakıp

verirken suyumuzu :

"- Biz hizmetkârınız senin,

sen efendimizsin" - dedik.

Şaşırıp kaldı Yunus...

..... Cevizlerini Eylülde döker,

yaprakları yeşil dururdu Kasıma kadar.

Rüzgârda konuşurdu kendi kendine.

Yüksekti, genişti alabildiğine.

Gece altında oturdun muydu

yıldızları göremezdin.

Karanlık bir sudur tepende akar,

toprağın içinde gider kökleri,

dalları, yukardan Yunus'a bakar...

"- Köy işi zordur katiyen

vücut ezilir bir defa.

Toprağa çömelip bak dört tarafa :

bela hangi inde pusmuş

bilinir mi?

Mümkünü yok vurulsun..."

Vurmuş belâ, ciğerinden Yunus'u...

"- Biz hiç dünyada yaşamış değiliz.

Geldik

gidiyoruz öylesine...

Tevatür güzelmiş İstanbul şehri,

varıp görülmesi nasibolmadı.

Velâkin niye tiftiği yok

altmış haneden otuzunun?..."

Tiftiği yoktu Yunus'un...

"- Attığın taş

dediğin kuşu vurmuyor.

Dünya trene bindi.

Gayrı dünya öküzün boynuzunda durmuyor.

Elimiz ayağımız : öküz.

Çok zor olur öküzü satmak,

yarı ölümdür yani.

Öküz gitti mi korkulursun..."

Sattılar öküzünü Yunus'un...

"- Herhal yolların sonu göründü.

Bu olan işleri akıl almaz.

Toprak sabuna döndü

kayar insanın elinden.

Cümle mahlukatın mekânı vardır

kurdun mekânı olmaz.

Toprağın elinden kaydı mıydı

bir mekânsız kurt olursun..."

Kaydı toprağı elinden Yunus'un...

Cevizlerini Eylülde döker,

yaprakları yeşil dururdu Kasıma kadar.

Güneşte gölgesi hain olurdu.

Yunus durmadan

Yunus kaybettikçe onu düşünür,

o, bir şey isteyip, bir şey sormadan

rüzgârda konuşurdu kendi kendine...

Çocuklara ana,

tohuma toprak

ve karı lâzımdır erkek kısmına...

Bir kız kaçırdı Yunus :

Çünkü düğün pahalı

kız kaçırmak ucuz...

Fakirin karısı kavi olmaz...

Ve bir gün

Çerkeş yolu üzerinden

sabah namazı ışıyıp geldiği zaman

giderlerdi.

Yunus'un arkasında yuvarlandı yere,

kırmızı peştemalının içinde ölüverdi...

Topraksız, öküzsüz ve kadınsız,

kaldılar dünyada bir başlarına

ceviz ağacı ile Yunus.

Yalnızlık koydukça koydu Yunus'a.

El toprağında ter döker oldu.

Cevizi karanlıkta kaybolur sanıp

uyumaz beklerdi sabaha kadar.

Yalnızlık umrunda değil cevizin,

toprağın içinde gider kökleri,

dalları yukardan Yunus'a bakar...

Cevizden konsol yaparlar,

topal Yunus ne işe yarar?

Zemheriler geldi barınamazsın.

Cevizden konsol yaparlar.

Gayrı daha fazla sürünemezsin.

Sat Yunus cevizini...

Yün yorgan değil bu sarınamazsın.

Cevizden konsol yaparlar.

Bir cansız ağaçtır yaranamazsın.

Sat Yunus cevizini...

Varlılar varsıza dokur mu kilim,

vay cevizin hali, vay benim halim...

Mekânsız kurda mekândı.

Cevizden konsol yaparlar.

Yarı ağaç, yarı insandı.

Sat Yunus cevizini...

Cenaze çırçıplak, kara uzandı.

Cevizden konsol yaparlar.

Kesildi dalları, dallar budandı.

Sattı Yunus cevizini...

Varlılar varsıza dokur mu kilim,

vay cevizin hali, vay benim halim...

Sabahın sahibi vardır.

Gün daima bulutta kalmaz.

Herhal ilerdedir

yaşanacak günlerin

en güzelleri...

Şimdilik

sohbetimizde kederi :

kesilip

satılmış

bir ceviz ağacının...

Nâzım Hikmet more
  • country:Turkey
  • Languages:Turkish, Italian
  • Genre:Poetry
  • Official site:
  • Wiki:http://en.wikipedia.org/wiki/N%C3%A2z%C4%B1m_Hikmet
Nâzım Hikmet Lyrics more
Nâzım Hikmet Featuring Lyrics more
Nâzım Hikmet Also Performed Pyrics more
Excellent Songs recommendation
Popular Songs
Artists
Songs